Meksika Tetra Balığı Kendi Kalp Dokusunu Tamir Edebiliyor

Meksika tetra balığı bir yaralanmadan sonra kendi kalp dokusunu yenileyebilme yetisine sahip. Bu süreci anlamak kalple ilgili insan patolojilerini bitirmenin anahtarı olabilir.
Meksika Tetra Balığı Kendi Kalp Dokusunu Tamir Edebiliyor
Samuel Sanchez

Yazan ve doğrulayan biyolog Samuel Sanchez.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Doğa çoğunlukla inanılması zor, kendine hayran bırakan süreçlerle doludur. Hatta birçok hayvanın, yenilenme gibi özellikleri içeren görünüşte imkansız hayatta kalma taktikleri vardır ve bazıları kayıp organları tamamen geri getirmeyi bile becerebilir. Böylece, evrim bizim bir sonraki üreme aşamasına ulaşma şansımızı azami seviyeye çıkartmamızı sağlamıştır. Örneğin, Meksika tetrası isminde, kendi kalp dokusunu tamir edebilen bir balık var.

Bu küçük, kırılganmış gibi görünen balık henüz bilim insanlarının bile çözemediği sırlar saklıyor. İnsanlardaki birden fazla kalp patolojisinin cevabı olabilir. Bu muhteşem tür hakkında daha fazlasını öğrenmek için bugünkü yazımızı okumaya devam edin.

Meksika tetra balığı karakteristikleri

Dikkatimizi bu muhteşem yenilenme gücüne vermeden önce hadi bu hayvanı biraz daha tanıyalım:

  • Astyanax mexicanus ya da Meksika tetra balığı, Characiformes grubuna ait ola Tetragiller familyasından bir balık türüdür.
  • Belirli bir eşeysel dimorfizm durumu vardır: erkekler aşağı yukarı 10 santimetre çapa ulaşırken kadınlar daha geniştir ve 15 santimetreye kadar ulaşabilir.
  • Bu cinsin birbirinden çok farklı iki morfolojik çeşidi vardır. Biri nehirlerde yaşar. Görüntüsü ise bir balık düşündüğümüzde aklımıza gelecek görüntü (gri renkler, siyah bir sırt çizgisi, karınaltı yüzgeci) ile oldukça benzerdir – gerçekten oldukça sıradan gözükür.
  • Bir de mağara sularında, tamamen karanlıkta yaşayan, merak uyandırıcı morfotip vardır. Diğerine kıyasla çeşitli değişiklikler geçirmişlerdir. Aynı zamanda renk pigmentlerini kaybetmişlerdir ve tamamıyla beyaz gözükürler. Buna ek olarak gerilemiş bir görme kabiliyetleri, daha fazla ön dişleri, daha fazla tat alıcıları vs. vardır. Kısacası, ışıksız bir hayata adapte olmuşlardır.

Tahminen bir milyon yıldan daha önce gerçekleşen bu yaşam alanı farkı sadece fiziki farklılıklardan daha önemli evrimsel değişimler içermekte.

Meksika tetra balığı

Meksika tetra balığında yenilenmenin sırrı

Meksika tetrası ciddi bir hasardan sonra kendi kalp dokusunu yenileme özelliğine sahiptir. Bu gerçek tek başına bile şaşırtıcı ama daha fazlası da var. (Anlaşılan o ki yenileme kapasitesinin varlığının morfotipe bağlıymış.)

  • Birkaç yıl önce yürütülen bir çalışmada bilim insanları nehir morfotipinin kendi kalbini tamir edebildiğini ama mağarada yaşayanların bunu yapamadığını keşfetti. Bunun yerine, mağaradaki balıklar, aynı türden olasalar bile yara dokusu ürettiler.
  • Bilim insanları bu sıra dışı tepki modellerini analiz ederek, kalpte bir hasar meydana geldiği zaman nehir morfotipinde iki spesifik genin aşırı yükseldiğini gözlemlediler. Teknik detaylara girmeden bahsetmek gerekirse, bu genlerin isimleri irrc10 ve kaveolindir.
  • Irrc10 geni zebra balığı gibi diğer türlerde de yenileme kabiliyetine sahiptir. Bu genin çalışmasını engelleyerek, bu balık da yenilenme özelliklerinin büyük bir kısmını kaybetmiştir.
  • Nehir ve mağara morfotipleri arasında eşeysel çaprazlama da yapıldı. Ortaya çıkan yavru farklı bir yenilenme derecesi gösterdi, böylece bunun kalıtsal bir kabiliyet olduğu anlaşıldı. 

Bu buluşlar bizi, bir yaralanma durumunda kalbi tamir etmek için gereken sırrın bu gende bulunduğu fikrine sürdü. Ama iyi haberler burada da bitmiyor; bu özellik hem fare ve hem insanlarda da bulunuyor.

Bilgi ve insan sağlığı

Peki bilim insanları tüm bu bilgiler ile ne yapıyor?

Görünen o ki, daha önce bahsettiğimiz gene ek olarak üç farklı DNA bölgesi daha hayvanların kalp dokusu yenileme işleminde yer alıyor. Bu müthiş işlem açıkça tanımlandığı zaman, basit yara izlerini tam yenilenmeden ayıran kesin genleri tespit etmenin ve ince ayarlarını yapmanın zamanı gelecek.

Bu tarz bir araştırma çevremizdeki dünyayı anlamaya yardım etmek için gerekli ama aynı zamanda direkt olarak sağlığa faydaları da olabilir. İnsanlar ilhamının büyük bir kısmını hayvan dünyasının kalanından alıyor. Örneğin, uçaklar kuşlarınkine benzer aerodinamik bir yapıya sahip. Yani, konu yaygın patolojilere geldiğinde de hayvanlara bakmamız da hiç şaşılacak bir şey değil. Doğa bilgedir ve eğer onu anlamak için yeterince zaman harcarsak, o zaman birçok faydalı çözüme ulaşırız.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.