Selden Kurtarılan Atlar Doğum Yapıyor: Yaşamın Mucizesi

Yazan ve doğrulayan biyolog Ana Díaz Maqueda

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

İngiltere Northamptonshire’deki Wellingborough şehrinde yağmurlu dönemlerden sonra sık sık ciddi seller gerçekleşiyor. Bu öyle bir durum ki Kent Konseyi Çevre Ajansı vatandaşlara sel basmasını engellemek için gereken tüm bilgileri sağlıyor. Ancak ne yazık ki, bu en son sellerden kurtarılan atları koruyamadı.

Bu günlerde seller daha sık gerçekleşiyor ve daha tehlikeli ve tahmin edilemezler. Bu felaketlerden en çok etkilenen canlılar ise çiftlik hayvanları. Genel olarak, çiftçilerin onları kurtarmak için kaynakları yok ve hayvanlar bu yüzden boğuluyor. Neyse ki, tüm havyanlar bu şekilde telef olmuyor.

Bugün size gerçek bir yaşam mucizesinden, Wellingborough sellerinden kurtarıldıktan sonra doğum yapan atların hikayesinden bahsedeceğiz.

İklim Değişikliği ve Seller

Küresel ısınmanın bir sonucu olan iklim değişikliği havayı daha nemli hale getirir. Bu, genellikle kışın sonuna ve bahara doğru olan zamanlarda gerçekleşen şiddetli yağmurlara neden olur. Bununla beraber, yaz fırtınaları giderek daha sık hale gelmektedir.

Wellingborough’taki gibi sellere neden olan şey taşan nehirlerdir. Normalde, nehir yataklarında sel riski olan bölgeler bulunur ancak etraftaki bitkiler taşmaları kontrol altında tutar. Ancak, insan yerleşkelerinden geçen nehirler gereken bitki örtüsüne sahip değildirler ve taştıklarında onları durduracak hiçbir şey yoktur.

Wellingborough selleri söz konusu olduğunda, yolundaki her şeyi alıp götüren nehir Nene Nehridir. Potansiyel insan ve materyal kayıplarının yanı sıra, seller pek çok diğer tehdidi de beraberlerinde getirebilir. Bunun bir sonucu olarak da taşan sular insan ve hayvanlardan kaynaklanan pis su ile kontamine olabilir.

Dahası, bu su tehlikeli bakteriler ve zararlı kimyasallar da içerebilir. Bundan dolayı, kurtarılan atlar söz konusu olduğundaki gibi hayvanların yanı sıra insanlar için de bu sularda hapsolmak çok tehlikeli olabilir.

Wellingborough Selinden Kurtarılan Atlar

Bu yılın başında çeşitli hayvan koruma organizasyonları Wellingborough’nun otlatma alanlarında bulunan düzinelerce at ile ilgili uyarılar yapmıştır. Bu hayvanlar Ciara ve Dennis gibi büyük fırtınaların sonuçlarından muzdarip olmuştur, bu fırtınalar tarlaları sel bastırmış ve atlar için hiçbir gıda ya da sığınacak yer bırakmamıştır.

Hem toprak sahipleri hem de atların sahipleri belirsizdir (ve belirsiz olmaya devam etmektedir). Bundan dolayı, Muhafazakar Milletvekili Pere Bone Kraliyet Hayvanlara Zulmü Önleme Derneğinden atların durumunu araştırmalarını istemiştir.

Atlar ve onların çevrelerini inceleyen denetmenler atların yeterince kuru alana ve beslenmek için yeterince samana sahip olduklarını belirlemiştir. Bununla beraber, pek çok at ölmüştür ya da ötanazi yapılarak uyutulmuştur.

Kent Konseyinin eylemleri Dünya At Sağlığı ya da Mavi Haç gibi hayvan koruma organizasyonları eşliğinde gösteriler düzenlemiş olan vatandaşları memnun etmemiş gibi görünmektedir.

Kurtarılan Atlar İçin Mutlu Sonlar

Aylar süren protestolar, imzalanmış pek çok dilekçe ve diğer kampanyalardan sonra, Wellingborough’lu terk edilmiş atlar kurtarılmıştır.

Ancak, aşılması gereken bir engel daha vardır. Atlar için barınak sağlayan çeşitli organizasyonlara göre bu atların pek çoğu yıllardır insanların etrafında bulunmamış gibi görünmektedir. Bu da hayvanların rehabilitasyonunu aşırı derecede zor hale getirmektedir.

Kurtarıcıları şaşkınlığa uğratan bir şekilde, kısrakların pek çoğu kurtarıldıktan sonra taylarını doğurmuştur. Hayvanların beslenme yetersizliği göz önüne alındığında bu olağanüstüdür.

Yavaş yavaş, hayvanlar iyileşmekte ve yeni hayatlarından büyük keyif almaktadırlar. Pek çoğu çoktan onlara hak ettikleri gibi bakacak bir aile bulmuş durumdadır.

Hamile Kısraklar Nasıl Hayatta Kalmış Olabilir?

Atlar için hamilelik yaklaşık 11 ay kadar sürer ve bazı durumlarda bir yıla kadar çıkabilir. Bu, kurtarılan atların pek çoğunun en az 12 ay boyunca, son derece uygunsuz koşullarda terk edilmiş halde olduklarını kanıtlamaktadır.

Kısrakların hamileliği sırasında gıdalarının miktarı ve türü hatırı sayılır derecede değişir. Hamile kısrakların çeşitli bir şekilde beslenmeye ya da besin takviyelerine ihtiyaçları vardır. Ne yazık ki, bu hayvanların çitlerin sınırları ötesinde yemek bulma olasılığı sıfır olmuştur. Bu gerçekler bu hayvanların dayanıklılığını ve gücünü kanıtlar niteliktedir.

Ne yazık ki, bu yaşam mucizesine tanık olanlar hayvanları koruması gereken hain yasaların altını çizmektedir. Bir kere daha, insan nüfusunun bir kısmının hayvanlara kötü davranıp onları terk ettiği açık hale gelmiştir.