İstenmeyen Köpek Kooki’nin Mutlu Sonu
21.yüzyıla gelmişken bile kitabı kapağıyla yargılamaya devam ediyoruz. Anlatacağımız hikâye de bu durumla ilgili. Kooki nereye giderse gitsin kimse onun suratına bile bakmak istemedi. Ancak bazı hüzünlü hikâyelerin sonu güzel bitiyor.
İstenmeyen köpeklere yardım için hazırda bekleyen hayır kuruluşları ve barınaklar olması birçok köpeğin şansı oluyor. Bu kuruluşlar, sevgi ve merhametle hayvanlar için çok güzel işler yapıyorlar.
Bizim hikâyemizin kahramanı Kooki’nin de onlar sayesinde şansı dönecek.
Kooki’nin Hikâyesi
Kooki, neyi olduğunu anlamıyordu. Tüyleri dökülüyordu, kaşınıyordu ve yüzü bile acıyordu. İnsanların ondan bakışlarını kaçırdığını, çocukların ise kaçtığını fark ediyordu. Halbuki ne kadar da sıcakkanlı bir köpekti! Daha önceden çocuklar oyun oynamak için yanına gelirlerdi ama şimdi bir şeyler değişmişti.
Nedenini bilmiyordu ama bir sorun olduğu belliydi. Gerçekten çok yalnızdı. Bazen patilerine bakıp değişik kırmızı bir renge dönmüş olduklarını görüyordu. Yaladığındaysa diline çok sert geliyorlardı ve tatları kötüydü. Kendini çok kötü hissediyordu ve en son ne zaman birinin onu sevdiğini hatırlamıyordu bile.
Kooki tüm vücudunun yararlarla kaplı olduğunu anladı. Ancak insanlar onun diğer köpeklerle çokça kavga eden bir köpek olduğunu, üstündeki yaraların da bu şekilde oluştuğunu sanıyordu.
Kooki’nin kurtuluşu
Kooki’nin nihayet şans yüzüne güldü ve bir barınak tarafından bulundu. Durumu gerçekten çok kötüydü. Bazı analizlerden sonra sorunun ne olduğunu anladılar. Kooki’nin hastalığı ileri seviye bir uyuz türüydü.
Uyuz nedir?
Uyuz, bir parazitin deri altından içeri sızmasıyla olur. Parazit vücuttan aldığı besinle çoğalır ve vücuda yumurtalarını bırakarak yayılır. Bu yumurtalardan binlerce parazit daha çıkar ve bitmeyen bir kaşıntı hissi yaratır.
Zaman geçtikçe, hastalık daha ciddi bir hal alır ve tedavi etmesi güçleşir. Ayrıca hayvanın cildine de büyük zararlar verir.
Kooki’deki uyuz o kadar ilerlemişti ki aylardır, hatta belki yıllardır bu hastalıkla mücadele ediyor olmalıydı. Parazit yüzüne de vurmuştu ve vücudunun büyük bölümünde tüy yoktu. Tatlı bir hayvandan çok, bir zombi köpeğe benziyordu. Hatta, solunum problemleri yaşamaya başlamıştı.
Barınak, gerekli tedaviyi kısa sürede başlattı. Kooki’nin durumu öylesine ciddiydi ki kan nakline bile ihtiyacı vardı.
Veterinerler, uyuzun nedenini sokaklarda yiyecek ararken içinde fare zehri olan bir şey yemiş olmasına bağladılar. Kooki, ona yardım edecek birilerini bulduğu için çok şanslıydı.
Hastalık çok ilerlediği için süreç uzun ve zahmetli olsa da tedavi işe yaradı ve Kooki iyileşmeye başladı. Tüyleri uzadı, patilere normale döndü ve cildindeki kızarıklıklar geçti. Solunumu da düzeldi ve fiziki durumu tamamen değişti.
Artık Kooki, bambaşka bir köpek. Şimdi onu gören herkes onunla oynamak istiyor. Arkadaş canlısı, sevecen karakteriyse hiç değişmemişti zaten. Sadece başkaları bunu görmek istememişti.
Umarız ileride Kooki’ninki gibi bir sürü hikâye duyarız ve sokaklarda kaderine terk edilen köpeklerin hepsinin sonu böyle olur.
Resimlerin kaynağı: www.upsocl.com
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.