Mermi Karıncalar Ne Kadar Tehlikelidirler?
Yazan ve doğrulayan biyokimya Luz Eduviges Thomas-Romero
Mermi karınca, Paraponera clavata olarak bilinen türün daha yaygın kullanılan adıdır. Mermi karıncalar bu ismi ısırıklarıyla mermi yemeye benzer bir acı yaratmaları itibarıyla almışlardır. Eldeki raporlara göre mermi karıncası tarafından ısırılan kişilerin çektikleri acının 12 ile 24 saat arasında devam edebildiği görülmektedir. Bundan ötürü, bu altı bacaklı yaratık “yirmi dört karınca” ya da “yirmi dört saat karınca” olarak da anılır.
Arizona Üniversitesi Biyoloji Enstitüsü’nden Amerikan böcek bilimci Justin Schmidt’in “saf, yoğun, zekice” olarak tanımladığı bu böcekler tarafından verilen acının yanı sıra, mermi karıncalar boyutlarıyla da ön plana çıkarlar. Mermi karıncalar yaklaşık 2.5 santimetre boyundadırlar.
Güncel sınıflandırmalara göre mermi karıncalar, Paraponera cinsi, Formicidae ailesinin Hymenoptera türüne aittirler. Uzun bir süre bu cins ve soyun tek üyesi olan mermi karıncaların ilk soyu tükenen akrabası 1994 senesinde keşfedilmiştir. Paraponera dieteri olarak sınıflandırılan meşhur fosil, Dominik Cumhuriyeti’nde bir kehribarın içinde bulunmuştur.
Bu fosilleşmiş Paraponera dieteri karıncası 15 ile 45 milyon yıl kadar önce Erken Miyosen dönemde varlığını sürdürmüştür. Fosilin mükemmel bir şekilde günümüze ulaşmış olması iki tür arasında karşılaştırma yapılmasına olanak sağlamıştır.
Mermi Karıncalar Nasıl Tanınır
Bu karıncalar 1.5 ile 3 santimetre arasında değişen boylarıyla ön plana çıkarlar. İlk bakışta kalın, kızıl kahverengi gövdeli kanatsız eşek arıları gibi görünürler. Antenleri V şeklindedir.
Ayrıca tüm ilkel monomorflar gibi çalışan sınıfları arasında bir polimorfizm görülmez. Bundan ötürü, kraliçe karınca işçi karıncalardan daha büyük değildir. Bu karıncaların doğal hallerinde agresif olmadıklarını da belirtelim. Fakat yuvalarını korumak için kontrolden çıkabilirler. Eldeki verilere göre, korumacı davrandıkları vakitlerde korkusuzca iğnelerini batırırken tiz bir ses çıkarırlar.
İnsanların Mermi Karıncalar İle Karşılaşmaktan Kaçınması Gereken Yerler Hangi Bölgelerdir?
Mermi karıncalar Orta ve Güney Amerika’da, özellikle de nemli Neotropik ekobölgede yaşarlar. Yani bu hayvanlara Honduras, El Salvador, Nikaragua ve Kosta Rika’da ve daha geniş çapta da Venezuela, Kolombiya, Ekvador, Peru, Bolivya ve Brezilya’da rastlayabiliriz.
Mermi karınca kolonilerine genellikle deniz seviyesinden 750 metre yüksekliğe kadar değişebilen düz arazilerde rastlanır. Fakat uzmanlar 1500 metre yükseklikte de bu türle karşı karşıya gelmiştir. Sayısal anlamda kolonilerde birkaç düzineden binlerceye kadar karınca bulunabilir. Bundan ötürü, diğer karınca kolonilerine kıyasla bunlar küçük kolonilerdir.
Genel olarak ağaç diplerinde gruplanırlar. Esasında böcekçil beslenseler de bitki özü ve nektar da tüketirler. Bundan ötürü, işçi karıncalar genelde yuvaya yakın yerlerdeki ağaçları delerek küçük eklembacaklılardan arar ya da nektar çıkarmaya çalışırlar.
Mermi Karıncalar Yuva Yapmak İçin Belli Ağaçları Tercih Ederler Mi?
Çalışmalar mermi karıncaların yuva yapmak için belli ağaçları tercih etmediklerini göstermektedir. Genel olarak, orman üst bitki tabakasına erişmelerine yardımcı ekstrafloral payanda ve nektarların bulunduğu ağaçları tercih ederler.
Kosta Rika ve Barro Colorado Adası’nda gerçekleştirilen iki çalışmada ormanlarda bir hektarlık alana yaklaşık dört adet mermi karınca yuvası düştüğü sonucuna ulaşıldı. Barro Colorado Adası’nda yuvaların 70 farklı ağacın, 6 farklı çalının, 2 farklı sarmaşanın ve bir tür palmiyenin altında bulunduğu gözlemlendi.
Yuvalar genellikle Faramea occidentalis ve Trichilia tuberculata adlı orman üst tabakasınının altında bulunuyordu fakat bu ağaçlar ormandaki en bol bulunan ağaçlardandı.
Kosta Rika’daki yuvalar Alsesi blackiana, Tabernaemontana arborea, Virola sebifera, Guarea guidonia ve Oenocarpus mapora ağaçlarının bolluğuna bağlı olarak beklenilenden daha sık görülüyordu.
Mermi Karıncaların Korkunç Isırığı: Acı Verici Ama Ölümcül Değil
Pek çok eşek arısı, arı ve karıncanın (Hymenoptera türü) savunma yöntemi olarak zehirli maddeler ürettiği bilinmektedir. Bundan ötürü, Hymenoptera türü dişi karıncalarının büyük kısmı karınlarının ucunda bir iğneye sahiptirler. Bu silahları, yumurtlama kanallarına evrimsel süreçte adapte olmuştur. (Aculeata takımı)
Formicidae ailesindeki karıncaların genellikle ısırarak saldırmaları ilginç bir durumdur. Fakat mermi karıncaların da dahil olduğu bazı türler de yine iğneyle sokarlar. İğneleri genelde insanlarda ölümcül bir durumu tetiklemez.
Bu Karıncaların Isırıkları Neden Bu Kadar Acıtır?
Böceklerin ısırıklarından kaynaklı acının yoğunluğunun farklı etmenlere dayandığını belirtmemiz gerekir. Örneğin; böceğin iğnesinin boyutu, çıkan zehrin miktarı ve en önemlisi de acıya yol açan maddenin kimyasal yapısı acının tesirini etkiler.
Karınca ısırıklarında genel olarak salgılanan madde Formicinae alt ailesinin iğnelerinde bulunan formik asittir. Formik asit arı iğnelerinde de bulunur. Fakat salgılanan tek madde bu değildir. Örneğin; kırmızı ateş karınca piperidin grubundan bir alkaloid olan solenopsini enjekte eder.
Morfin, efedrin ve nikotin gibi bazı alkaloidlerin fizyolojik etkilerine aşina olabilirsiniz. Formik asit ve alkaloid salgılanmasına neden olan böcek ısırıkları mermi karınca ısırığından kaynaklı acının yanında hiçbir şeydir. Mermi karıncaların ürettiği zehir poneratoksindir.
Bu Güçlü Toksin Hakkında Neler Biliyoruz?
Ponatoksin sodyum iyon kanallarının işleviyle çakışan küçük bir proteindir. Bu kanallarda işlev bozukluğunun meydana gelmesi sinir hücrelerinin elektrik sinyallerinin bir taraftan diğerine iletilmesinin önüne geçebilir. Vücuttaki kasların işlevini yerine getirmesi için nöronal bir kontrol gerekmektedir.
Bundan ötürü de sinir hücrelerinin işlevini etkileyen bir durum olduğunda, bu ağrı ve felce yol açabilir. Sinir hücrelerindeki işlev bozukluğu ile ağrı ve uyuşukluk arasında bir bağ olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla, bu nörotoksin kuvvetli bir acı hissi, soğuk soğuk terleme, kusma ve hatta kalp ritminde bozukluk görülmesine neden olabilir.
Mermi karıncaların iğneleri lenfadenopati (lenf boğumu rahatsızlıkları), ödem, taşikardi ve ısırılan kişinin dışkısında taze kan görülmesine neden olabilir. Bu toksinin şu aralar olası tıbbi müdahalelerde kullanılıp kullanılamayacağı araştırılıyor.
Yerliler Arasında Mermi Karınca Isırığının Ritüel Bağlamında Kullanımı
Fransız Ginesi ve Brezilya’daki bazı Amazon yerlilerinin karınca ısırıklarını bilinçli bir şekilde kullandığı görülmektedir. Bu geleneğe çocukların ergenliğe geçiş döneminde yapılan başlangıç ritüellerinde ve kastlar arasında bir üst sınıfa geçiş için düzenlenen törenlerde rastlanıyor.
Bu ritüellerde ilk olarak karıncalar doğal yatıştırıcılara batırılarak uyuşturulurlar. Ardından şaman 80 karıncayı iğneleri içe doğru bakacak şekilde fırın eldivenine benzer, yapraklardan elde edilmiş bir eldivenle tutuşturur. Karıncalar yeniden kendilerine geldiğinde çocuklar ellerini eldivene sokarlar.
Bu başlangıç töreninde hedef çocukların ellerini eldiven için beş dakika boyunca bekletebilmeleridir. Bunun sonunda karıncaların salgıları çocukların ellerini ve kollarının bir kısmını uyuşturur ve bu durum birkaç gün boyunca istemsiz titremelerine neden olabilir.
İlginç bir şekilde bu ritüele katılan kişilerin yaşam sürelerinin oldukça uzun olduğu görülmüştür. Dolayısıyla, zehrin insanların bağışıklık sistemini güçlendirdiği düşünülür.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Johnson, S. R., Rikli, H. G., Schmidt, J. O., & Evans, M. S. (2017). A reexamination of poneratoxin from the venom of the bullet ant Paraponera clavata. Peptides, 98, 51-62.
- Schmidt, J. O. (2019). Pain and lethality induced by insect stings: An exploratory and correlational study. Toxins, 11(7), 427. https://www.mdpi.com/2072-6651/11/7/427/pdf
- Harrison JM, Breed MD. (1987). Temporal learning in the giant tropical ant, Paraponera clavata. In: Physiological Entomology 12, No. 3, pp. 317-320, doi : 10.1111 / j.1365-3032.1987.tb00756.x
- Murphy CM, and Breed MD. (2007). A Predictive Distribution Map for the Giant Tropical Ant, Paraponera clavata . Journal of Insect Science 7:08. doi : 10.1673 / 031.007.0801
- Haddad V, Costa Cardoso JL, Pinto Moraes RH. (2005). Description of an injury in a human caused by a false tocandira (Dinoponera gigantea, Perty, 1833) with a revision on folkloric, pharmacological and clinical aspects of the giant ants of the genera Paraponera and Dinoponera (sub-family Ponerinae). Revista do Instituto de Medicina Tropical de São Paulo, vol. 47, no.4 https://www.scielo.br/scielo.php?script=sci_arttext&pid=S0036-46652005000400012
- Baroni Urbani, C. (1994). “The identity of the Dominican Paraponera. (Amber Collection Stuttgart: Hymenoptera, Formicidae. V: Ponerinae, partim.)”. Stuttgarter Beiträge zur Naturkunde. 197: 1–9. doi:10.5281/zenodo.26804 https://zenodo.org/record/26804
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.