Kivi Kuşu Nesli Tükenme Tehlikesinden Kurtuldu
Kivi, çeşitli özellikleri nedeniyle gezegendeki en ilginç kuşlardan biridir. Aynı zamanda, eşsiz görünümleri sayesinde bu kuşlar birer şirinlik abidesidir. Ne yazık ki İngiliz sömürgeciler on dokuzuncu ve yirminci yüzyıl boyunca bu kuşları orantısız bir şekilde avladı. Neyse ki bugün Kivi kuşu nesli tükenme tehlikesinden kurtulmuş durumda.
Benzersiz bir ada
Yukarıda bahsedildiği gibi bu kuş, Okyanusya’da küçük bir ülke olan Yeni Zelanda’nın sembollerinden biridir. Yeni Zelanda, özellikle Yüzüklerin Efendisi filminin çekimleri nedeniyle dünya çapında ün kazandı.
Ancak bu ülkenin ilginç özellikleri burada bitmiyor. Adada insanlardan daha fazla sayıda koyun yaşadığı tahmin ediliyor. Bununla birlikte, bu ülkenin en çok öne çıkan özelliği barındırdığı eşsiz vahşi yaşam.
Bu ülkenin dünyanın çoğu yerinden yalıtılmış olması nedeniyle, adada kelimenin tam anlamıyla eşsiz bir vahşi hayat var. Bu hayvanların bu kadar eşsiz olmalarının nedeni belki de uzun yıllardır değişmemiş olmalarıdır.
Kivi kuşu için de bu durum geçerli. Çok özel bir şekle sahip orta büyüklükteki bir kuş bu. Oval bir gövde ve uzun bir gagası var. Kanatları görünür değil. Bacakları geniştir. Bununla birlikte kuyruğu yok ve kanatları ise ince tüylerden farksız. Ayrıca kanatlarının olması gereken yerde körelmiş pençeleri var.
Yeni Zelanda’nın ulusal kuşu Kivi kuşu nesli tükenme tehlikesinden kurtuldu
Adada farklı bölgelerde yaşayan beş kivi türü vardır: Brown, Rowi, Tokeoka, Roroa ve Benekli Cüce. Bu türlerin her biri, doğal yaşam alanlarının kaybı nedeniyle tehlike altındadır. Üstelik, yırtıcı hayvanlar ve avlanma da bu kuşların sayısını düşürmüştür.
Kiviler gece hayvanlarıdır ve omnivor yani et ve ot yiyen kuşlardır. En sevdikleri yemek ise böceklerdir. Gün boyunca, doğal avcıları olan gelincik hayvanından saklanmak için yer altındaki çukurlarda yaşarlar. Kivi hakkında bir bilgi de, kuşlar arasında koku alma duyuları en gelişmiş olan tür olmalarıdır.
Ayrıca kiviler vücutları kadar büyük yumurta bırakabilirler. Bazen annenin barındırdığı yumurta o kadar büyüktür ki küçük bedenindeki tüm alanı kapladığı için yemek yiyemez.
Bu kuşların kuluçkaya yatmak için daha fazla zamana ihtiyacı vardır. Bu durum hem bir avantaj hem de dezavantajdır. Çünkü bu şekilde kivi nüfusu çok fazla artmaz ama öte yandan, civcivler yumurtadan çıktıktan sonra kendilerini daha fazla savunabilecek durumda olur.
Kivi kuşu nesli tükenme tehlikesiyle karşılaştığında durum o kadar ciddiydi ki bilim adamları 90’lı yıllarda sadece 200 kivi kuşunun kaldığını tahmin ediyordu. Şu an ise adada yaşayan 68.000 kivi olduğu tahmin edilmektedir. Ne yazık ki, bu kuşların% 2’si her sene kayboluyor. Bu, haftada ortalama 20 kuş demek.
Yaşam alanıyla ilgili mevcut sorunlara rağmen, Yeni Zelanda’daki bazı kuruluşlar kivi kuşunun nesli tükenme tehlikesinden kurtarıldığını iddia ediyor. Bu başarı, hükümetin desteklediği eğitim sayesinde gerçekleşmiştir.
Kivi kuşu nesli tükenme tehlikesinden nasıl kurtarıldı?
Yeni Zelanda’nın ulusal kuşu olduğu için birçok insan kivi kuşunun nüfusu konusunda endişe duyuyor. Onları avlamak yasak ve popülasyonları sürekli olarak takip ediliyor. Hatta ülkenin yerli halkı Maoriler, bu hayvanı kutsal görüyor ve orman tanrısı tarafından korunduğuna inanıyor.
Koruma ve eğitim grupları bu kuşların bakımı konusunda farkındalık yarattı. Otorohanga Kiwi House ve Kiwis for Kiwi, bu kuşları kurtarmaya adanmış kuruluşlardan ikisidir.
Yeni Zelanda’daki Koruma Bakanlığı’nın (DOC) da kivileri kurtarmak için bir programı var. Amaç bu kuşların yaşam alanlarındaki yırtıcı ve avcı hayvan sayısını kontrol etmek ve kuşları izlemektir. Ayrıca mevcut gen sayısını arttırmaya çalışmaktadırlar.
Kivi kuşunu korumaya yönelik programlar
2000 senesinden bu yana DOC, kivilerin huzur içinde yaşayabileceği birçok özel alan belirledi. Kuzey Adası’nda üç, Güney Adası’nda iki bölge var.
- Whangarei Kivi Koruma Alanı
- Moehau Kivi Koruma Alanı
- Tongariro Ormanı Kivi Koruma Alanı
- Okarito Kivi Koruma Alanı
- Haast Tokoeka Kivi Barınağı
Bu hayvanların hayatlarını korumanın yanı sıra, bu özel alanlarda DOC’nin çeşitli kuruluşlarla kontrol ettiği diğer programlar da yürütülmekte.
Örneğin, Operation Nest Egg, bu kuşların yumurtalarını, belirli bir yaşa kadar koruyup büyütmek için çalışan bir programdır. Civcivler kendilerini tek başlarına savunabilecek hâle geldiğinde, özel alanlardan birine bırakılırlar.
Bu programlar sayesinde, Kivi kuşu nesli tükenme tehlikesinden kurtuldu diyebiliriz. En azından durumun iyileşme sürecinde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu hayvanın bir daha aynı tehlikeyle karşılaşmaması için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.