Ölümsüz Bitki ve Hayvanlar

İnsanların bir gün, doğadan öğrenebilecekleri şeyler sayesinde sonsuza dek yaşayıp yaşayamayacaklarını kim bilebilir ki?
Ölümsüz Bitki ve Hayvanlar

Son Güncelleme: 02 Eylül, 2019

Sonsuz yaşam arayışı, insanların hayal ettiği veya uydurduğu bir şey değildir. Doğa bize zaten çoktan ölümsüz bitki ve hayvanların bazı örneklerini göstermiştir. Bu nedenle, bir şekilde, insanlar da bu organizmaların ayak izlerini takip etmeye çalışırlar. Bugünün yazısında, bu şaşırtıcı organizmalara bir göz atabilirsiniz.

Gerçekten ölümsüz bitki ve hayvanlar var mıdır?

Sonsuzluk ve sonsuz yaşamdan bahseden bazı efsaneler vardır. Peki, insanlar bu fikirleri nereden aldı? Bu fikirler, şüphesiz, doğadan gelirler. Ölümsüz bitki ve hayvanlar keşfedilmiştir – yani, en azından biyolojik olarak ölümsüz olduklarını söyleyebiliriz.

Ölümsüz bir bitki veya hayvan, bir kazada hayatlarını kaybetmekten veya kereste için kesilmekten muaf değildir. Buna rağmen, şaşırtıcı olan bu türlerin hiçbir zaman yaşlanarak ölmemesidir. Bu türlerden bazıları:

Bristlecone Çamı

Bu ağaç türü – yukarıdaki resimde görebilirsiniz – Kuzey Amerika’da bulunur ve 5.000 yaşından yaşlı oldukları tahmin edilmektedir. Görünüşlerine bakarak söyleyebileceğiniz gibi, zaman kesinlikle onlara sert davranmış ve çok zarar vermiştir. Ancak yine de hala ayakta, sağlam ve sabitler.

Hücrelerini analiz eden çalışmalar, yaşlanmadıklarını ve hala 5.000 yıl önce oldukları kadar iyi durumda olduklarını göstermektedir. Köklerinde kök hücreler bulunduğuna ve bu kök hücrelerinin yeni büyümeleri sağladığına inanılmaktadır. Bu, hücresel düzeyde bozulmadan kalmalarını sağlar.

Anemonlar (Deniz şakayıkları)

Anemonlar, avlarına attıkları zehir sayesinde zamana karşı hayatta kalan deniz hayvanlarıdır. Genellikle küçük balık ve midyeleri avlarlar. Bu hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalara göre, gösterdikleri tek yaşlanma tek belirtisi boyutlarıdır.

deniz şakayıkları ölümsüz

Anemonlar yaşlandıklarında boyutları büyür. Ancak, herhangi birinin öldüğü şimdiye kadar hiç görülmemiştir. Hatta bu hayvanlar, etkileyici rejeneratif (yenileyici) kapasiteleri sayesinde eksik veya kesilmiş uzuvlarını tekrar geri kazanabilirler.

Ancak, yukarıda belirtildiği gibi, anemonların da ölümsüzlükleri sadece biyolojiktir. Başka bir deyişle, anemonlar diğer hayvanlar için avdır, yani yenirlerse, ölürler.

Bazı insanlar bu hayvanın ölümsüzlüğün sırrına sahip olduğunu ve insanlarla çokça ortak yönleri olduğunu düşünür. Bu nedenle, bilim adamları milyon dolarlık bütçelerle finanse edilen çalışmalar yürütmektedirler. Bu çalışmaların amacı insanları ölümsüz kılabilecek bir yol bulmaktır. Temel düzeyde, bedenlerimiz anemonlara benzer şekilde yenilenir. Örneğin, saçlarımız, tırnaklarımız veya hücrelerimiz böyledir.

Sekoya ağaçları

Sekoya ağaçları, dünyadaki en uzun ağaçlardır. Birçoğu binlerce yıldır ayaktadır. Bu ağaçların çoğunun öldüğü durumlar kayda geçmiştir. Ancak, ölümleri her zaman orman yangınları veya sert hava koşulları gibi dış etkenler sebebiyle olmuştur.

sekoya ağaçları

Bu ağaçlar küçük bir tohumdan ortaya çıkar ve etkileyici boylara büyür. Birçoğunun 5.000 yıldır ayakta durduğu düşünülmektedir. Ve bugün hala ayaktalar! İnsanoğlu ölümsüzlüğün sırrını bu ağaçlar sayesinde bulabilir mi?

Denizanaları

Bu hayvanların adını hiç ölmeyen bitki ve hayvanların listesinde görmek size garip gelmiş olabilir. Muhtemelen onları yaz tatillerinizde, sahilde ölü olarak gördünüz. Besbelli, tüm denizanaları ölümsüz değildir, ancak test edildikten sonra biyolojik olarak ölümsüz oldukları görülen birkaç tür vardır.

ölümsüz denizanaları

Bu hayvanlar daha erken bir gelişim evresine geri dönebilir. İstedikleri zaman tekrar gençleşebilirler. Çok ilginç, değil mi?

Doğa ve doğadaki canlılar hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek, doğa hakkında ne kadar fazla şeyi bilmediğimizi de o kadar fazla anlarız. İnsanların bir gün, doğadan öğrenebilecekleri şeyler sayesinde sonsuza dek yaşayıp yaşayamayacaklarını kim bilebilir ki? Beklemek ve görmek zorundayız…


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.