Sadık Köpek Basset Hound ve Minik Sahibi

Sadık Köpek Basset Hound ve Minik Sahibi

Son Güncelleme: 09 Mayıs, 2018

Sadakat, hiç şüphesiz bir köpeğin en ayırt edici özelliğidir. Ve işte böyle hikayelerde bunu en açık şekilde görüyoruz. Örneğin: bir Basset Hound köpeğinin 6 aylık olan sahibine karşı gösterdiği sadakat dolu sevgi gibi. Daha fazlasını duymak ister misiniz?

Basset Hound Eve Geliyor

John ve Mary köpek aşığıdır. Bu nedenle evlendikleri zaman hayatlarını birlikte paylaşmak için güzel bir yavru Basset Hound sahiplendiler. Bebek sahibi olmak planlarında yoktu, en azından o dönem için. Onlar daha çok, evliliklerinin ve yeni aile üyelerinin tadını çıkartmak istiyordu.

Güzel Basset Hound ailesi ile birlikte mutlu bir şekilde büyüdü. Ve her geçen gün birbirlerini daha çok sevmeye devam ettiler. Birkaç yıl sonra, Mary ailesi ile önemli bir haberi paylaştı. Bebek arabası alışverişi yapmaları gerekecekti, çünkü Mary hamile idi.

Bu aile köpeği (adını bilmediğimiz için ona Basset dedik), sahiplerinin neden birden bire,  bir ağlayıp bir güldüğünü anlamadı ama, onların ayaklarının etrafında zıplamaktan kendini alamadı.

Çok geçmeden Basset Mary’nin karnının git gide büyüdüğünü fark etti. Bebek büyüdükçe Mary’e karşı daha nazik oluyordu. Ayağa kalktı ve neler olduğunu anlamaya çalışan tavırları ile, merakla Mary’nin göbeğini kokladı.

Aylar geçti ve bir gün Mary, doktor randevusu dönüşünde ağlayarak eve geldi. Hamileliğinde komplikasyonlar olduğunu öğrenmişti. Ve öyle görünüyordu ki, bebek sağlıklı olmayacaktı.

Basset oyun oynamak istedi, ancak hemen sonra anladı ki, John ve Mary teselli edilemeyecek bir şekilde ağlıyorlardı. Şüphesiz Basset, bunun oyun için doğru bir zaman olmadığını anladı.

Yine de, umutlarını kaybetmediler ve hamilelik boyunca normal bir hayat sürmeye devam ettiler.  Ve nihayet o gün geldi: küçük Nora’nın güzel yüzünü görecekleri o çok beklenen gün.

Ve Ardından Nora Geldi . . .

basset hound ve bebek

Herşey yolunda gitmişti. Ve Nora harika bir bebekti.  Sonunda aile büyüyordu!  Ancak, doktorlar John ve Mary’i tedavi süresince dikkatli ve tetikte olmaları konusunda uyardı.

Basset Nora’yı çok sevdi. Beşiğinde uyurken Basset onun yanından bir an bile ayrılmak istemiyordu. Ne de olsa yeni bir arkadaşı olmuştu. Her şey yolunda gidiyor gibiydi. Ta ki, Nora beş aylık olana kadar. Aniden bilinci kayboldu ve hemen hastaneye gittiler. Sonrasında felç oldu.

Basset de aile ile birlikte hastaneye gitti. Sahiplerinin karşı çıkmasına rağmen evde kalmayı reddedip, arabaya bindi. John ve Mary’nin aklından tek bir şey geçiyordu: Böylesine küçük bir bebek nasıl olur da felç geçirir?
Buna verilecek bir cevap yoktu ancak, net olan tek bir şey vardı ki: Nora’nın beyni oldukça fazla hasar görmüştü ve bu nedenden dolayı komaya girmesi kaçınılmazdı. Bütün bu olanlar yeni ebeveynler için korkunç bir haberdi. Tüm yapabilecekleri beklemek oldu.
Basset oldukça kararlıydı. Tüm bu olanları, ailesinin tek başına yaşamasına izin vermeyecekti. Nora’nın yatağında onunla birlikte yattı ve Nora hayatını kaybedene kadar O’nun yanından bir an olsun ayrılmadı.

Sonraki duyumlar

Elden gelen her şey yapıldıktan sonra, Nora’nın tedavisi olmayan bir hastalık olan pulmoner hipertansiyon tanısı ile doğduğunu öğrendiler. Tüm çabalara rağmen kurtarılamayan küçük kızın ölüm haberini verdiler.

Pulmoner hipertansiyon, akciğerlerden kalbe giden kanı taşıyan arterlerin önemli ölçüde daralmasından kaynaklanır. Bu arterler darlaştığında, kan geçemez. Bu kaçınılmaz olarak, ölüme sebep olan basınca yol açar.

Bu hikaye, yarattığı hüzünlü sona rağmen, Basset’in vefası, sadakati, arkadaşlığı ve Nora ve ailesine duyduğu özverili sevgisi bir insanın bu hayattaki en iyi arkadaşının bir köpek olabileceğinin bir göstergesi oldu. Öyle ki, insanı kendinden bile daha çok seven.

Şartlar ne olursa olsun, köpeğin seni asla terk etmeyecek. Yaptıklarıyla seni her zaman hayrete düşürecek, tıpkı bu küçük tüylü dostumuzun gösterdiği sonsuz sevgi gibi.

Öne çıkan fotoğrafın kaynağı: www.abc.es


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.