Koala - Çevreye Uyum Sağlama Ustası
Yazan ve doğrulayan biyokimya Luz Eduviges Thomas-Romero
Koala (Phascolarctos cinereus), her zaman anavatanı Avustralya ile ilişkilendirdiğimiz bir keseli hayvan. Bu ilkel canlının bilimsel adı “kül grisi torbalı ayı” anlamına geliyor.
Koala, milyonlarca yıl önce soyu tükenmiş keseli fasccoli ailesine ait son canlı türü. Aslında, en yakın yaşayan akrabası vombat (Vombatidae ailesinden). Soyu tükenmiş diğer ailelerle birlikte, Vombatiformes’in küçülmüş alt türünü temsil ediyor.
Tek yaşayan bir memeli
Yerli dilinde koala kelimesinin “susuz” anlamına geldiğini bilmek ilginç bir bilgi oldu. Bu tabir, bu hayvanın su kaynaklarını aramak için bile hareket etmediği gerçeğini ifade ediyor. Böylelikle hayvanın ihtiyacı olan tüm suyu yediği okaliptüs yapraklarından aldığına inanılıyor.
Kuşkusuz, okaliptüs yemek bir hayatta kalma stratejisi olarak görülebilir, çünkü koala yemek için diğer hayvanlarla rekabet etmek zorunda kalmayacaktır. Ancak, bu besinle hayatta kalmasına izin veren aynı bedensel adaptasyonlar, bu türü bugün savunmasız hale getiriyor.
Bunun nedeni de okaliptüs ormanlarının tükenmesi. Bu nedenle, koalanın özel ihtiyaçlarını anlamak ve ortaya çıkarmak, koruma çabaları kapsamında bugüne kadar atılmış olan bir başka adım.
Okaliptüs yaprakları, koala için oldukça özel bir besin kaynağı
Evrim süreci boyunca koala, okaliptüs yapraklarına dayalı neredeyse özel bir diyetle yaşamaya devam etti. Bu karakteristik bir durum, çünkü koalaların yerleşik olduğu bölgede yetişen 600 okaliptüs türünden yalnızca yaklaşık olarak 30 türün yapraklarını yiyor.
Beslenme açısından bakıldığında, okaliptüs yaprakları zayıf bir besin kaynağı aslında. Lif bakımından yüksek bir değere sahip olan yaprakların azot oranı ise düşük. Bu türün her gün yaklaşık 1.5 kg. okaliptüs yaprağını sindirebilmek için vücudunda yaptığı önemli bir adaptasyon türü, büyük ölçüde, çekum adı verilen bir bağırsak bölümü geliştirmiş olması.
Bu bölüm yaklaşık 2 metre uzunluğunda ve insanlarda ölçülen yaklaşık 5 cm.ye göre çok daha uzun. Bu daha uzun çekum sayesinde, besin emilimlerini artıran mikrobiyal fermantasyon kapasitesini de artırıyorlar. Ayrıca çekum, yaprakların içerdiği suyu da kullanıyor.
Toksisite durumuna adaptasyon
Pek çok hayvanın okaliptüs yememesinin bir nedeni var. Okaliptüs, tanen ve diğer oldukça toksik bileşikler (örneğin terpenler) bakımından zengin bir bitki ve aynı zamanda, bu maddeler, karakteristik bir biçimde dışarıya da koku veren uçucu bileşikler.
Bu durumda, okaliptüs yapraklarından yiyecek olarak yararlanmak için, koala, birkaç strateji geliştirmiş bulunuyor:
- Tükürük. Tanenlere bağlanan ve etkilerini engelleyen proteinler içerir.
- Özel bir koku alma duyusu. Koalalar neredeyse her zaman yemeklerini yemeden önce dikkatlice koklarlar. Uzmanlar koala genomunu sıraladıktan sonra, diğer türlere kıyasla bu hayvanın daha fazla koku alma reseptör genine sahip olduğunu buldular.
- Hassas damak. Ayrıca, toksik bitki ikincil metabolitlerini tadarak tespit etme kabiliyetinin artmasıyla tutarlı olan vomeronazal reseptör (sınıf 1) genlerinde (V1R’ler) bir genişleme de tespit edilmiş.
Bağırsak bakterileri, koala için, okaliptüs yaprakları yiyerek yaşamanın anahtarı
Koalalarda laktasyon süresi 12 ay. Yaklaşık altı ay boyunca, anne, okaliptüs diyeti için yavrusunu hazırlamaya başlar. Böylece anne yaprakları önceden sindirir ve “pap” olarak bilinen ve yavrusunun doğrudan kloak bölgesinden yediği bir çeşit dışkı maddesi üretir.
Bu pap isimli maddenin bileşimi, çekumun içeriğini daha yakından andıran, normal dışkıdan çok farklı bir maddeyi işaret eder. Aslında, bu besin, içinde yaşayan yüksek bir bakteri konsantrasyonuna sahip olacaktır. Yavru, yaklaşık bir ay boyunca bu maddeyle beslenir. Uzmanlar, bu süreci, bir yetişkin olarak yediklerini kendi başına sindirebilmek için bir geçiş süreci olarak görüyorlar.
Koalanın bağırsakları, ilk doğduğu dönemde, bu bakterileri içermeyecektir. Bu bakteriler olmadan da, bitkilerden yeterince besin almaları mümkün olmuyor.
Koala yaprağın içeriğindeki sudan nasıl yararlanılacağını bilir
Koala davranış araştırmalarına göre uzmanlar, okaliptüs yapraklarının içerdiği nemin bu hayvanın ana su kaynağı olduğunu tespit ettiler. Bununla birlikte, su alımları, yağmur suyu veya sabah çiyiyle de destekleniyor.
Ek olarak, vücut suyunun en büyük miktarını korumak için, koalalar, dışkılarındaki nemi neredeyse tamamen azaltırlar. Bu nedenle dışkıları, develere çok benzeyen ve pelet şeklindeki dışkılar olacaktır.
Ancak koalanın böbrek fonksiyonunun çöle adapte olmuş hayvanlarınkine benzemediğini bilmek de bir başka şaşırtıcı gerçek. Bunun yerine, bol miktarda su bulunan ortamlarda yaşayan tipik hayvanların bağırsak yapısına benzeyen bir şekilleri var.
Uzmanlar, koala genomunun analizini bundan kısa bir süre önce tamamladıklarında, “susuz” yaşamanın sırlarından biri de ortaya çıkmış oldu. Çalışma, dillerinin suya yüksek afiniteye sahip bir proteini, bir aquaporini yüksek bir doğrulukla olacak biçimde tespit edebileceğini buldu. Bu özellik, koalalara suyu “tatma” ve yaprakları daha fazla nemli olanları bulacak şekilde seçici olarak tüketme yeteneği veriyor.
Güzel bir hayvan ama tehdit altında
Avustralya, Queensland Parlamentosu’nun 1992 Doğa Koruma Yasası uyarınca koalalar, Avustralya’nın her yerinde savunmasız olarak sınıflandırılıyor ve koruma altındaki bir tür olarak tanımlanıyor. 2012 yılında, Tehdit Altındaki Türler Bilimsel Komitesi, koala popülasyonunda ortalama % 28’lik bir düşüş tahmin edildiğini ifade etti.
Bu oran, koala nüfusunun da, Avustralya’nın kuraklık çeken taşra bölgelerindeki ormanlarda da yaşanan ciddi düşüşten önemli ölçüde etkilendiğini ortaya koyuyor.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Mella, V. S., McArthur, C., Krockenberger, M. B., Frend, R., & Crowther, M. S. (2019). Needing a drink: Rainfall and temperature drive the use of free water by a threatened arboreal folivore. PloS one, 14(5).
- Morton, S. R., & Dickman, C. R. (2008). The mammals of Australia. 132-133.
- Wu, H. (2018). Influence of leaf chemistry on dietary choice and habitat quality of koala (Phascolarctos cinereus) populations in southwest Queensland. https://espace.library.uq.edu.au/view/UQ:5f8b2c4/s4195339_phd_finalthesis.pdf?dsi_version=65216c02100992e8a9de6322690451ea
- Brice, K. L., Trivedi, P., Jeffries, T. C., Blyton, M. D., Mitchell, C., Singh, B. K., & Moore, B. D. (2019). The Koala (Phascolarctos cinereus) faecal microbiome differs with diet in a wild population. PeerJ, 7, e6534.
- Osawa, R., Blanshard, W. H., & Ocallaghan, P. G. (1993). Microbiological studies of the intestinal microflora of the koala, Phascolarctos cinereus. II. Pap, a special maternal feces consumed by juvenile koalas. Australian Journal of Zoology, 41, 611–620.
- Johnson, R. N., O’Meally, D., Chen, Z., Etherington, G. J., Ho, S. Y., Nash, W. J., … & Peel, E. (2018). Adaptation and conservation insights from the koala genome. Nature genetics, 50(8), 1102-1111. https://www.nature.com/articles/s41588-018-0153-5?dom=scribd&src=syn
- Mella, V. S., Orr, C., Hall, L., Velasco, S., & Madani, G. (2020). An insight into natural koala drinking behaviour. Ethology. https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/eth.13032
- Degabriele, R. (1980). The physiology of the koala. Scientific American, 243(1), 110-117.
- Laurin, M., Everett, M. L., & Parker, W. (2011). The cecal appendix: one more immune component with a function disturbed by post‐industrial culture. The Anatomical Record: Advances in Integrative Anatomy and Evolutionary Biology, 294(4), 567-579.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.