Kriller: Okyanus Ekosisteminin Önemli Bir Parçası
Yazan ve doğrulayan biyokimya Luz Eduviges Thomas-Romero
Kriller, okyanusta yaşayan 86 adet farklı kabuklu türünü tanımlarken kullandığımız kapsamlı bir terimdir. Euphausiacea takımının bir parçasıdır ve okyanusta doğrudan plankton bitkisinden beslenen zooplanktonun bir parçasıdır. Krillerin ekosistemimizde de oldukça önemli görevleri vardır.
Ticari balıkçılığın hedefi oldukları için en bilindik üç türü vardır. Bunlar Antartik kril, Pasifik kril ve kuzey krilidir. Sırasıyla Euphausia superba, Euphausia pasifica ve Meganyctiphanes novergica türlerine aittir.
Yetişkin krillerin boyları, 5 cm ile 10 cm arasında değişmektedir. Larva dönemlerinde bile deniz zooplanktonunun parçalarıdır.
Deniz ekosisteminde krillerin birleşmesinden gelen güç
Kriller ile ilgili ilginç ekolojik yönlerden bir tanesi de oldukça sosyal hayvanlar olmalarıdır. Yetişkinliğe girdikçe devasa gruplar ya da sürüler oluşturmaya başlarlar.
Bu sürülerin boyutları birbirinden çok farklıdır. Bilim insanları, 1 m² genişlikten 297 km²’ye kadar değişen gruplar görmüşlerdir. Eğer bakterileri saymazsanız, bu kilometrelerce uzunluktaki kril sürüleri, dünya üzerindeki en büyük biyokütledir.
Okyanus ekosistemindeki kril biyokütlesinin önemi nedir?
Unutmayın, besin zinciri ototrop ile başlayan bir dizi bağlantı serisidir. Bu organizmalar çevrelerindeki kimyasallardan ya da ışıktan beslenmektedir. Örnek vermek için, fitoplanktonların klorofil ve güneşten gelen radyasyonla yaptığı işlemi gösterebiliriz.
Bu zincir, ototroplar otçul organizmalara av olana kadar devam eder. Krillerin yediği fitoplanktonlarla da durum bu şekildedir. Zincirdeki bu bağlantının devamı da vardır. Bu otçullar genelde daha büyük canlılara av olmaktadırlar. İşte bu aşamada da aslan, ayı ya da insan gibi yırtıcılar oyuna dahil olur.
Zincir ölü yiyici canlılarla sonlanır. Bu organizmalar, organik maddenin çevreye karışmasını sağlar. Toprak solucanları bunun en yaygın örneğidir. Zincirin bu kısmına mantar ve bakteri gibi diğer ayrıştırıcı organizmalar da dahildir.
Besin zincirinin tüm farklı kısımları, sıra ne kadar uzak olursa olsun birbiri ile bağlantılıdır. Her canlı bu zincire bağlıdır ve zincirin her bir kısmı farklı bir beslenimsel seviyeyi simgeler.
Kriller: Kalabalık nüfusu ve dağılımı
Daha önce bahsettiğimiz üzere, krill biyokütlesi dünya üzerindeki çok hücreli hayvan türleri arasındaki en büyüğüdür. Bundan yola çıkarak uzmanlar, krillerin Dünya üzerindeki en yaygın ve başarılı hayvanlar olduğunu söylemektedirler.
Deniz hayvanı olan bu canlıları dünyadaki tüm okyanuslarda görebilirsiniz. 91 m veya alt türe bağlı olarak 304 m derinlikte yaşayabilirler. Bu canlıların dağılımları genelde yaşadıkları bölgedeki suyun sıcaklığına göre değişmektedir.
Belirli bölgelerdeki varlıkları, okyanus ekosisteminin diğer bazı özellikleri ile ilgilidir. Bunlardan bir tanesi, yukarıya doğru akıntının olduğu bölgelerdir. Yukarı doğru akıntı, derinlerdeki (mineral ve diğer besinlerce zengin) okyanus suyunun yüzeye çıkmasıdır.
Kriller çok büyük dikey mesafeler katedebilirler. Çoğu durumda kril sürüleri gün içinde derin sularda kalırlar ve sadece geceleri su yüzüne çıkarlar.
Bu, beslenme düzenlerinin de temelini oluşturur. Çoğu tür, her gün uzun dikey göçler gerçekleştirirler. Tek bir gecede 182 m yol katedebilirler. Gün içerisinde bazı zamanlarda neden su yüzeyine çıktıklarını bilmiyoruz.
Uzmanlar, bu hayvanların dikey göçlerinin sebepleri ile ilgili daha fazla detaya sahip olmayı umut etmektedirler. Bu şekilde krillerin önemini ve okyanus ekosistemindeki biyolojik döngülerini daha iyi anlayabilirler.
Kriller: Okyanus Ekosisteminin Önemli Bir Parçası
Krillerde metal, A vitamini, çeşitli B grubu vitaminleri ve temel yağ asitleri rezervi bulunmaktadır. Kril yağı ya da bu hayvandan üretilen herhangi bir ürün hem hayvanlar hem de insanlar için çok yararlıdır.
Ancak genel olarak ekosistem için önemlidirler çünkü çoğu hayvanın ana besin kaynağı konumundadırlar. Balinalardan fok balıklarına kadar her tür balık, kuş ve hatta bazen insanlara kadar çoğu canlıya av olmaktadırlar.
Yani, okyanuslardaki krill popülasyonunda herhangi bir düşüş olursa, dünyadaki deniz ekosistemleri üzerinde büyük bir etkiye sebep olur. Örneğin, krillerin yediği fitoplankton türlerindeki azalma, krille beslenen diğer türlerde veya krili yiyen türleri avlayan canlılarda azalmaya yol açabilir.
Diğer bir deyişle, küçük gözükseler de ve günlük yaşantımızda büyük bir etkileri olmasa da, bu canlılar hem okyanuslardaki hem de dünyadaki ekosistemler için oldukça büyük bir önem taşır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Knox, G. A. (1984). The key role of krill in the ecosystem of the Southern Ocean with special reference to the Convention on the Conservation of Antarctic Marine Living Resources. Ocean Management, 9(1-2), 113-156.
- Lehette, P. (2012). Biomasa, distribución y metabolismo del zooplancton en aguas de la Península Antártica. UNIVERSIDAD DE LAS PALMAS DE GRAN CANARIA. Programa de doctorado en Oceanografía
- Nogueira, E., Batleb, J. M., Cabala, J., González-Nuevoa, G., Revillaa, R., Álvareza, E., & Buenoa, J. (2008). Accumulation of northern krill (Meganyctiphanes norvegica) in a convergence zone at the Cap Breton Canyon (southern Bay of Biscay). Revista de Investigacion Marina, 3, 225-226.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.