İstanbul: Kediler Şehri
Türkiye, batı medeniyetinde oldukça zengin bir tarihe sahiptir. Ülkenin metropolü İstanbul’a ise dünyanın kavşağı benzetmesi yapılır. Aslında bu şehre az bilinen bir isim daha takılmıştır: Kediler Şehri.
Konstantinopolis’ten İstanbul’a, yüzyılların tarihi
Istanbul, yani tarihte bilinen adıyla Konstantinopolis, 4. yüzyılda, Imparator I. Constantine tarafından kurulmuştur. Aynı zamanda bu şehir Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olmuştur.
Konstantinopolis, Avrupa ile Asya kıtalarını birbirinden ayıran boğaz nedeniyle, yüzyıllar boyunca imparatorlukların ana liman şehri görevindeydi. Dolayısıyla “Dünyanın Kavşağı”olarak biliniyordu çünkü bölgedeki birçok kültürü birbirine bağlıyordu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun feth etmesinden sonra Konstantinopolis’in adı II. Mehmed tarafından siyasi nedenlerle İstanbul olarak değiştirildi.
Peki kediler bu tablonun neresinde?Kediler bu bölgenin her zaman yerlisiydi. Ancak gelen ticaret gemileri sayesinde şehirdeki kedi nüfusu iyice arttı. Zaman geçtikçe daha fazla kedi geldi ve böylece İstanbul kediler şehri oldu.
Yerel halkın bu hayvanlara olan ilgisi ve sevgisi sayesinde, kediler şehirdeki eski apartmanların içlerinde ve sokaklarda özgürce dolanıyorlar. Bu yüzden tarihi anıtlarla birlikte şehrin dokusunun önemli birer parçası konumundalar.
Kediler şehri
İstanbul’da bir parkta otururken ya da güneşlenirken şehrin hemen her yerinde kedilerle karşılaşabilirsiniz. Onlar gerçekten bu kentin efendileri ve bunu göstermekten hiç çekinmiyorlar.
Modern İstanbul’da, sokak aralarında ve çatılarda kedi gruplarını sıkça görebilirsiniz. Aslında kedilerin olmadığı herhangi bir alan yok! İstanbul’un kedileri, Ayasofya ve Galata Köprüsü gibi şehrin simgesi haline gelmiştir.
Kentin girilmesi yasak bölgelerinde dahi kedilerle karşılaşabilirsiniz. Hatta devlet dairelerinin çevresinde bile onlara sıkça rastlayabilirsiniz. Çünkü halk kedileri, keyif veren ve şans getiren canlılar olarak tanımlıyor.
Şehirde çok fazla kedinin olması İstanbul’da yaşayanları hiç rahatsız etmiyor. Aksine onlara sahip oldukları için çok mutlular çünkü şehirdeki fareler için iyi birer avcı görevini görüyorlar.
İstanbul’un kediler şehri olarak görülmesinin bir diğer nedeni ise, şehirli halkın onlarla ilgileniyor olmasıdır. Hatta bu hayvanları koruyan yasalar mevcuttur. Bilinen bir deyiş ” Eğer bir kediyi öldürürseniz Tanrı’nın sizi affetmesi için cami yaptırmanız gerekir” der.
Yabancı bir ziyaretçi için, bir şehirde bu kadar çok kedi görmek tuhaf gelebilir. Fakat şu bir gerçek ki, kediler orada yaşayan birçok köpekle birlikte nüfusun sadece bir parçası.
Kedi belgeseli
Kediler şehrinde yaşayan yönetmen Ceyda Torun, bu belgeselde memleketindeki kedilerin yaşamını ele alıyor. Torun, birbirinden farklı ve benzersiz 150,000 kedinin yaşadığı İstanbul’da, farklı kedi karakterlerini ve davranışlarını İstanbul ve yerli halk ile ilişkilendiriyor.
Özetle, bu şehrin tüm tarihi ve geçmişten gelen kültürel varlığı kedilerle yakından bağlantılı. İstanbul’da yaşıyorsanız ya da bir gün ziyaret ederseniz, kedilere hak ettikleri saygıyı göstermeyi sakın unutmayın.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.